İngilizce Öğrenmenin Faydaları

Dünyamız giderek globalleşiyor. Küreselleşen dünyada sınırlar da hızlı bir şekilde ortadan kalkıyor. Bu durum bir sorunu da beraberinde getiriyor. O sorun da: iletişim. Eğer iletişim kuramıyorsak; dünyadaki gelişmeler, değişmeler ve kalkan sınırlar bizim için o kadar da önemli olmaz. Dünyanın ve teknolojinin temposuna ayak uydurmak için bir şeyler yapmamız gerekiyor. Ve tahmin ettiğiniz gibi yapılacak en mantıklı şey İngilizce öğrenip; kendinizi bu akışın içine bırakmak. Bu yazımızda nasıl İngilizce öğreneceğinizi değil; İngilizce öğrendikten sonra göreceğiniz faydaları kısaca anlatmaya çalıştık:

1. Yeni insanlarla tanışacaksınız

Yeni bir dil öğrenmenin en olağanüstü faydalarından biri, daha önce hiç diyalog kurma şansınız olmayan insanlarla tanışmaktır. Dil sayesinde farklı kültürleri içinize çekip yeni uğraşlar ve aktiviteler edinebilirsiniz. Başka kültürdeki insanlarla kendi dillerinde ya da en azından İngilizceyle iletişim kurmanız size muazzam bir sosyal kazanç sağlar ve önünüzde çok daha fazla kapının açılmasına vesile olur. Peki bu nasıl oluyor? Şöyle ki İngilizce öğrenme aşamasını geçtikten sonra ihtiyacınız olan ikinci şey; bu dili kullanmak için iletişim kurabileceğiniz insanlardır. İngilizce bilerek sadece ana dili İngilizce olan kişilerle değil; dünyanın en uzak ucundan sizin gibi İngilizce öğrenen insanlarla tanışabilir ve onlardan yeni şeyler öğrenebilirsiniz.

2. İşvereniniz buna bayılacak

Yapılan araştırmalar iki dil bilen insanların tek dil bilen insanlara göre çok daha kolay iş bulduklarını göstermiştir. Bu durumun temel sebebi çok dilli insanların birden fazla toplulukla iletişim kurabilmesi ve onlarla daha kolay etkileşime girebilmesidir. Bildiğiniz gibi iş hayatı oldukça dinamiktir ve globalleşen dünyanın ritmine ayak uydurabilmeyi gerektirir. Ve yeni yabancı müşteriler sürekli radarınızdadır. Bunun yanında yabancı müşterileriniz olmasa bile; pazardaki trendleri takip etmek için mutlaka İngilizce bilgisi gerekmektedir. Yukarıda saydıklarımın hiçbiri size uymuyor olabilir ama işte size son bir ipucu: Yeni bir dili öğrenebilen bir insan; algıları daha açık ve gelişime daha açık olarak kabul edilir. İkinci bir dil bilmek iş dünyasında değerinizi geliştiren bir eylemdir. Ne demişler bir dil bir insan; iki dil iki insan.

3. Kendinize güveniniz gelecek

İkinci bir dili öğrenmek ve onu kullanarak iletişim kurabilmek herkesin başaramayacağı mükemmel bir aktivitedir. Bunu başardığınızda sizi diğer çoğu insandan ayıran bir meziyet kazanmış olacaksınız. Aynı zamanda ikinci dili öğrenebilen insanların; diğer dilleri daha kolay öğrenebildiği de bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Bu maddemizi Nelson Mandela’nın şu güzel sözleriyle taçlandıralım o zaman: “Eğer bir insanla [anladığı] herhangi bir dille konuşursanız bu onun kafasına girer, fakat eğer onunla anadiliyle konuşursanız bu onun yüreğine girer.” Hem öğrenme becerileriniz anlamında hem de kişisel ve sosyal anlamda siz artık ayakları daha sağlam yere basan bir insan olacaksınız. Bir olay olduğunda ‘açılın ben İngilizce biliyorum’ diyecek ve tüm dikkatleri üzerinize çekeceksiniz. Sadece bu bile tek başına İngilizce öğrenmek için yetmez mi?

4. Seyahat özgürlüğünüz olacak

Avusturyalı filozof Ludwig Wittgenstein “Dilinizin sınırları dünyanızın sınırlarıdır.” diyerek aslında ne demek istediğimi kısaca özetlemiştir. Birden fazla dil bilmek size yeni dünyaların kapılarını açar. Eğer İngilizce biliyorsanız dünyanın hemen her ülkesine rahatça seyahat edebilirsiniz. Bu sayede insanlar hem size daha fazla saygı gösterir hem de gittiğiniz yerin tadına daha kolay varabilirsiniz. Eğer sen de İngilizcenin seni sadece Amerika, İngiltere ve Kanada’da kurtaracağını düşünüyorsan, o zaman sana şöyle bir güzel haber verelim: dünya çapında İngilizcenin konuşulduğu 50’den fazla ülke var. Pek çok şehirde, özellikle Avrupa’da resmi olmasa da topluluğun büyük bir bölümünü oluşturan turistlerin ve gurbetçilerin ikinci dili haline gelmiştir İngilizce. Çin gibi 1.3 milyar insanın yaşadığı yerde bile insanların bir kaç milyonu bu dili konuşabilmekte.

Şuraya İngilizce bilmenin nimetlerinden faydalanarak rahatça gezebileceğiniz yerleri listeleyelim:

  • Antigua ve Barbuda
  • Avustralya
  • Bahama Adaları
  • Barbados
  • Belize
  • Greneda
  • Guyana
  • Jamaika
  • Yeni Zelanda
  • Santa Luçiya
  • Trinidad ve Tobago

Bunlara ilaveten bir de İngilizcenin yoğun bir şekilde kullanıldığı ülkeleri sıralayalım o halde:

  • İsveç
  • Hollanda
  • Danimarka
  • Singapur
  • Malezya
  • Güney Kore
  • Arjantin

Hele bir de İngilizcede akıcı hale geldiyseniz, bu ülkelere gitmek senin için paha biçilmez bir deneyim olacaktır.

Tabi herkesin seyahat etme imkânı yoktur ama üzülmeyin sizin için de bir çözüm düşündük. İşte Cambly tam da bunun için var.  Cambly uygulamasını kullanarak tüm dünyadan yabancı hocalarla konuşabilir ve onların kültürlerini öğrenebilirsiniz. Denemek isterseniz Cambly’e ücretsiz kaydolabilir ve cambly1372 koduyla 10 dakika görüşme hakkı kazanabilirsiniz.

5. Zihniniz açılacak

İkinci bir dil edinmek hafızanızı geliştirir ve dikkatinizi artırır. Dil öğrenme süreci beyninizi çalıştırır, bunun yanında problem çözme becerilerinizi artırmanıza ve bilişsel anlamda evrilmenize olanak sağlar. Dil öğrenmek aynı zamanda yüzlerce yeni kelimeyi aklında tutmak demektir. Bu yeni kelimeler ve ifadeler beynimize dinamik bir devinim sağlar. Hem çoklu görev yeteneklerinizi geliştirmiş hem de mantıklı ve rasyonel düşünmeye başlamış olursunuz. Bunun yanında ikinci bir dili bilen insanların duyuşsal anlamda da daha yetenekli oldukları görülmüştür. İnsanları anlama, onlarla empati kurma gibi yetenekleriniz kolayca gelişir ve sizi daha üstün bir insan yapar. Unutmayın dil hem sözel hem de bir sayısal bir sürecin ortak sonucudur. Bu anlamda baktığımızda bir dil öğrenirken beynimizin tüm loblarını kullanmış oluruz.

6. Beyin sağlığınız güçlenecek

Yabancı bir dil öğrenmek, sağlığımızı güçlendirmek için aldığımız takviye vitaminlere benzer! İkinci bir dil öğrenmenin kültürel açıdan bizi zenginleştirmesinin, iş dünyasında donanımlı ve aranan bir isim olmamızı sağlamasının yanında zihin sağlığımıza da katkısı inanılmaz ölçüde büyüktür. Yapılan araştırmalara dayanarak diyebiliriz ki: dil öğrenmek hafızamızı güçlendirir ve hafızayı zayıflatıp hatırlamada güçlük çekmemize neden olan alzheimer hastalığını erteler. Bunun yanı sıra; zeka gelişiminize katkıda bulunup stresinizin azalmasına ve duyma yeteneğinizin güçlenmesine yardımcı olur.

Herhangi bir dili öğrenmek beynimizin aktif bir halde çalışmasını sağlar ve zihnimizi güçlendirir. Aslına bakarsanız, yeni bir dil öğrenirken beyniniz elektriksel aktivitesini ve durumunu değiştirir. Hangi yaşta başlarsanız başlayın, yeni bir dil öğrenmenin faydalarını muhakkak göreceksiniz.İngilizce öğrenmeye karar verdiğinizde, dilin karmaşık doğasına bağlı olarak kendinize sıkı bir çalışma planı belirleyin.

Çünkü İngilizce; Almanca, Latince ve Fransızca gibi birkaç dil kökeninin kombinasyonundan oluşuyor. Bu süreçte Japonya gibi yerlerdeki öğrenenler, dillerinde aşina olmadıkları sesleri anlamakta ve bu sesleri yetkin bir şekilde kullanmada zihinsel bariyerlere çarpıp zorlu aşamalardan geçmektedir. İngilizce konuşan dünyada değişen sözcüklerin yazımlarıyla birlikte, kelimelerin doğru telaffuzunu elde etmek oldukça zordur. İnanmıyorsanız, gidip bir Amerikalı ve bir İngilize ‘aluminum’ (alüminyum) kelimesini nasıl telaffuz ettiklerini sorarak kendiniz de test edebilirsiniz.

İşte tüm bunlardan dolayı, zihin kaslarını çok daha güçlü tutmak istiyorsanız, İngilizce sizin için mükemmel bir seçim olacak. 🙂  

Uygulamayı cihazınıza indirin

 

Evde İngilizce konuşma pratiği yapmanın 4 yolu

Evde İngilizce konuşma pratiği yapmanın 4 yolu

Yoğun programınız gereği işten sonra bir de kurstan kursa koşmak istemiyor olabilirsiniz ya da bakmanız gereken küçük bir çocuğunuz olduğu için evden uzun süreli ayrılamıyor olabilirsiniz. Bu gibi nedenler sizi İngilizceden uzak tutmasın. Fırsat bulduğunuz her 15 dakika ya da yarım saatte İngilizce konuşma pratiği yapabilir, evde olmayı avantaja çevirebilirsiniz. İşte evde rahatlıkla uygulayabileceğiniz ve sizi hem kariyerinizde hem kişisel gelişiminizde yukarı taşıyacak 4 yöntem.

Öncelikle belirtmeliyiz ki her yetenek kendisini ne kadar pratik ederseniz o kadar gelişir. Dilleri genelde dört yeteneğe ayırıyoruz; okuma, yazma, dinleme ve konuşma. Ne kadar çok okursanız o kadar iyi okursunuz. Sürekli okuma yapmanın konuşma yeteneğine katkısı çok azdır. O yüzden olabildiğince konuşmamız lazım. Peki nasıl?

Kendinize bir “speaking partner” bulun

Özellikle zorlandığımız aktiviteleri başkalarıyla yapınca biraz daha kolaylaşır işimiz. Her sabah tek başınıza koşmaya çıkmaktansa bir arkadaşla beraber çıkmak daha kolaydır. O nedenle İngilizce konuşma pratiği yapmak için kendinize bir konuşma partneri bulmalısınız. Bu arkadaşınız da sizin gibi İngilizcesini geliştirmeye hevesli olmalı ve mümkünse İngilizcesi sizden “bir tık” iyi olmalı. Çünkü araştırmalar gösteriyor ki, aynı seviyede iki kişinin yaptığı pratiğin iki tarafa da pek bir faydası olmuyor. Ayrıca İngilizceyi sizden iyi bilen biri sizin hatalarınızı da düzeltebilir. Eğer hazırlık sınıfı öğrencisiyseniz bu bir nebze daha kolay, çünkü işi gücü İngilizce olan bir sınıf dolusu insanla birliktesiniz. Çalışıyorsanız iş yerinden birini bulabilirsiniz belki. Bu arkadaşınızla mümkün olduğunca hiç Türkçe konuşmayın. Böylece günlük konuşmalarda epey yol aldığınızı göreceksiniz. Gün içinde o arkadaşınıza bir şey söylemek istediğinizde “bunu İngilizce nasıl ifade ederim” diye düşünürken bulacaksınız kendinizi. Bu harika bir alıştırma olacaktır sizin için.

Evde olması gereken kişilerse arkadaşlarıyla yüzyüze görüşmekten çok mesajlaşıyor olabilirler, siz de mesajları İngilizce yazın. Eğer çoğu insan gibiyseniz mesajlarda daha rahat olacaksınız ve dolayısıyla kullandığınız İngilizce de daha iyi olacak. Her ne kadar size çok katkı sağlayacak olsa da konuşmanın yerini tamamiyle alamayacaktır. Yukarıda dediğimiz gibi her yetenek kendisini ne kadar pratik ederseniz o kadar gelişir. Mesajlaşmak da en çok İngilizce yazma becerinizi geliştirecektir. İmkanınız varsa Skype’la bağlanın, hiç olmadı telefon edin.

İlk maddeyi bitirmeden önce şunu hatırlatmakta fayda var; bu tekniği aile üyeleriyle denemeyin. Neden olduğunu anlayanlar olmuştur. Aile bireyleriyle aramızda farklı bir samimiyet olduğundan, onların birbirine bir şey öğretmesi zordur. Direksiyon dersi verme çabaları akla ilk gelenlerden. 🙂 İngilizce konuşmada da zaten baştan çekingen olduğumuz için kolayca dalga geçen bir abi veya abla İngilizceye küsmenize neden olabilir.

Sesli okuyun

Belki de basit olduğu için çok göz ardı ediliyor bu yöntem ama çok etkili. Bir şeyleri Türkçe sesli okumak bile çok şey kazandırır bize. Diksiyonumuzu geliştirir, kelimeleri daha düzgün ve tam telaffuz ederiz. Konsantrasyonumuzu ve hafızamızı güçlendiririz. Ama konumuz İngilizce olduğu için bizim önerimiz İngilizce sesli okumanız. Neyi mi? Eğer günlük rutininizde işte veya okulda okumanız gereken makaleler, raporlar, haberler varsa onları. Yoksa ilgi alanınıza göre bloglar, kitaplar, dergiler olabilir. Peki neye yarayacak? Öncelikle İngilizcede de telaffuzunuz gelişecek, hem de çok hızlı ve çok fazla. Hangi kelimeleri söylemekte güçlük çektiğinizi ancak onları söylemeye çalıştığınızda fark edersiniz.

Barış Özcan’ın “hepimizin ihtiyaç duyduğu bir yetenek” adlı videosunda da bahsettiği gibi, sesle, gözle ve kulakla aktif olarak katılım, öğrenilen bilginin akılda bir öz-referans oluşturup diğer bilgilerden farklılaşmasını sağlıyor. Yapım etkisi, yani bir şeyler üretiyor olmanın sağladığı etki, insan hafızasında önemli bir rol oynuyor. Böylece bilgiler, ileride daha iyi hatırlanabilecek olan uzun süreli hafızaya kaydediliyor.

Ayrıca her dilin sesletim özellikleri farklı olduğu için yüzümüzdeki ve ağzımızdaki kaslar anadilimizde olmayan belli sesleri çıkarmaya alışık değildir. Sesli okuma bu kasları da güçlendirecektir. Bunun için ayna tekniği de öneriliyor. Sesli okumanın gücünden biraz daha faydalanmak isterseniz sesinizi kaydetmenizi öneririz. Okumaya başlamadan önce telefonunuzun ses kayıt uygulamasını açıp okuduklarınızı kaydedebilir, daha sonra bunları dinleyebilirsiniz. Okurken nerelerde zorlandığınızı fark edemeseniz bile ses kaydında yakalayabilir, bir sonrakinde düzeltmeye çalışabilirsiniz.

Anadili İngilizce olan hocalardan destek alın

2018’de yaşamanın avantajlarından biri hepimizin evinde bir bilgisayar ya da akıllı telefonla birlikte bir internet bağlantısının olması. Bu bize 10 yıl önce bile mümkün olmayan fırsatlar sağlıyor. Örneğin Cambly ile evinizin rahatlığında anadili İngilizce olan hocalardan ders alabilirsiniz, hem de yüzyüze ders almaya göre çok daha uygun maliyetle.

İster haftanın belli bir günü ve saati için ders rezervasyonu yapın, ister fırsat bulduğunuz ilk anda online eğitmenlerden birine bağlanın. Madde 1’de dediğimiz gibi hoca sizden iyi İngilizce bildiği için hatalarınızı düzeltecek ve gittikçe daha iyi İngilizce konuşuyor olacaksınız. Ayrıca söylemekte veya anlamakta güçlük çektiğiniz bir şey olursa uygulama içindeki chat bölümünü kullanarak direk mesaj atabilirsiniz, tek tıkla cümleleri kendi dilinize çevirebilirsiniz.

Yaptığınız görüşmelerin video kayıtları sizin hesabınızda tutulduğu için dersten sonra izleyebilir, hocanızın not aldığı düzeltilmesi gereken yerleri de görebilirsiniz. Madde 3’te anlattıklarımızı çok daha kolay ve etkili biçimde yapıyor olacaksınız yani.

Emin olamıyor musunuz? Kendiniz görün o halde. Hemen Cambly’e ücretsiz kaydolun ve cambly1372 koduyla 10 dakika görüşme hakkı kazanın.

Repeat after me

Çoğu zaman okuldaki İngilizce derslerinin alay konusu olan öğretmenden sonra tekrar etme aslında çok etkili bir yöntemdir. Netflix’ten ya da YouTube’dan bir video açıp, konuşulan cümleyi dikkatlice söyleyip ardından tekrar etmek size çok şey katacaktır. Burada dikkat edeceğiniz nokta ise şu olmalı; cümleyi dinledikten sonra kendiniz gibi söylemeyin, dinlediğiniz kişi gibi söyleyin. Dinlediğiniz kişinin telaffuzuna, tonlamasına, vurgularına, sesini nerede alçaltıp nerede yükselttiğine hatta mimiklerine ve beden diline dikkat edin. Aynısını yapmaya çalışın. Böylece İngilizce konuşmada istediğiniz noktaya ulaşabileceksiniz. Bu pratiği de güçlendirmek isterseniz ikinci maddedeki gibi kayıt yapın. Ama bu sefer video kaydı. Telefonunuzu kurun ve pratik yapmaya başlayın. Kaydettiğiniz videoyu izlerken karşılaştırma imkanı bulacaksınız. Tekrar ettiğiniz kişi gibi söyleyebilmiş misiniz? Hangi kısımları çalışmanız lazım? Cevaplar sizde…


Bu yöntemlerin hepsini aynı anda uygulamak zorunda değilsiniz ama her birini ayrı ayrı deneyip hangilerinin size uygun olduğunu ve hangilerinin sizin için işe yaradığını deneyebilirsiniz. Bunu keşfettikten sonra tek yapmanız gereken, yönteminizi hayatınızın bir parçası haline getirmek ve bir rutin olarak sürekli uygulamak. İngilizceyi hedeflediğiniz gibi konuştuğunuz günler sizi bekliyor…

Uygulamayı cihazınıza indirin